Nesnelerin İnterneti’nin Finans Sektörü Üzerindeki Etkisi

Nesnelerin İnterneti’nin Finans Sektörü Üzerindeki Etkisi

by admin

Nesnelerin İnterneti (Internet of Things / IoT), havalı droidleri ve sütümüzün tarihinin geçtiğini bize hatırlatan buzdolaplarıyla şimdiden bizi kendisine hayran bırakıyor. Bu teknolojinin faydalarını benimsemeye başlayan sektörler ile birlikte de, iş dünyasındaki etkisi giderek artıyor. Bu bağlamda finansal hizmetler de farklı değil. Hatta; potansiyel IoT inovasyonları için sensörlere yatırım yapan ilk 10 sektörden birisi de finansal hizmetler (PWC’nin 6. yıllık dijital IQ anketi). Bu ikilinin global finans dünyasında romantik bir çift adı bile var: Fin-ternet of Things (yani nesnelerin Fin-terneti)!

Nesnelerin internetini kullanmak Finansal Hizmetler için bazı zorluklarla beraber fırsatları da yanında getiriyor. Nesnelerin internetinin finans sektörü üzerindeki etkilerine gelin beraber bakalım:

Zorluklar

1.Gizlilik ve Güvenlik

IoT sektörünün karşı karşıya olduğu en kritik zorlukların başında Gizlilik ve Güvenlik geliyor. Bir networke bağlı olan her cihaz manipülasyona açık olduğu için oluşturulan, elde edilen, işlenen ve paylaşılan bilgilerin güvende olmaları oldukça önem taşıyor. Gizliliği ifşa edilmiş cihazlar, müşteri verilerinin ortaya çıkarılmasına; bu da finansal riskin oluşmasına yol açıyor. Bu nedenle finansal hizmet kurumları, gün geçtikçe tüketici gizliliğini korumak için bu riskleri gidermeye yönelik düzenlemelere ihtiyaç duyuyor.

2.Standardizasyon

Sigorta kuruluşları ve bankalar, bir müşterinin potansiyel risklerini hesaplamak için halihazırda telefonlar, giyilebilir cihazlar, arabalar, ev aletleri vb. çeşitli cihazlardan ve birden fazla platformdan gelen bilgileri kullanıyor. Dolayısıyla çeşitlilik ve hacim daha da büyüdükçe bu cihazların birlikte çalışabilirliği ciddiye alınması gereken bir konu haline geliyor. Finans sektörü bu doğrultuda çözüm olarak daha fazla artması beklenen bazı standartlaştırma girişimleri çoktan başlattı.

3. Veri Yönetimi

Birden fazla kullanıcıya sahip çeşitli cihazlardan gelen yeni verilerin artış göstermesi, finansal hizmetler sektörü için veri yönetimini git gide zorlaştırıyor. Bu sebeple veri yönetimi ve işbirliği senaryoları, sektörün her alanında ele alınması ve çözülmesi gereken bir konu haline geliyor.

Fırsatlar

1.Müşteri Deneyimi

Finans sektöründe nesnelerin internetinin en faydalı çıktılarından birisi de muhakkak kişiselleştirme. Finansal hizmet kurumları, müşterilerin davranışları, harcama paternleri ve kazançlarıyla ilgili verileri toplayıp analiz ederek müşterilerin finansal koşullarını daha iyi yönetmelerine yardımcı olan potansiyel çözümler sunabiliyor.

Müşteri verilerini analiz etmek finansal hizmet kurumlarının sadece kişiselleştirilmiş hizmetler sunmasını sağlamakla kalmıyor. Lokasyon teknolojisi ile birlikte kullanıldıklarında da faydalı olabiliyor. Örneğin bankalar, belirli alanlardaki ATM kullanım sıklığını analiz ederek yeni ATM kurulumlarının konumlarını hedefleyebiliyor veya yeni şubeler açma kararları alabiliyor.

Finansal Hizmetlerde müşteri deneyimi için bir başka çıktı da, kartsız finansal işlemler oluyor. Bankalar, ATM deneyimini, bir bankamatik kartı taşımanın zahmeti olmaksızın, kullanıcıların akıllı telefonları veya giysileri ile zaten geliştirmeye başlamışken, finansal kurumlarla bağlantılı mobil cüzdan uygulamaları, müşterilerin mobil ödemeleri zahmetsizce yapmalarını sağlıyor. Beacon’lar, işletmeler ve müşteriler arasındaki finansal işlemleri de sonuçlandırabiliyor. Bu teknoloji kod ve kuponları tarama, bilgi toplama ve mobil cihazlar takdim edilmeden ödemelerin çıkarılması dahil olmak üzere bir dizi kullanım sağlıyor.

2.Risk Yönetimi

Risk yönetimi açısından, fırsatlar çoğunlukla sigorta sektöründe göze çarpıyor. Telematik (araç içi telekomünikasyon cihazları) yardımıyla, otomobiller artık sürücülerin davranışlarını ve araç kullanımı verilerini sigorta şirketlerine iletebiliyor. Sonuç olarak, araç sigortası şirketleri, sürücülerin risklerini hesaplayabiliyor ve sürüş davranışını prim oranları ile hizalayarak kullanıma dayalı sigorta teklif edebiliyorlar. Bu yaklaşım, sigorta şirketlerine olduğu kadar aynı zamanda düşük prim ödeyecekleri için düşük riskli sürücülere de fayda sağlıyor.

 

Aynı mantık ev sigortası ve sağlık sigortasına da uygulanabiliyor. Eğer müşteriler gönüllü olarak evdeki cihazlardan veya giysilerinden veri paylaşımı konusunda mutabık olurlarsa, ev eşyalarını ve sağlıklarını nasıl yönettiklerine bağlı olarak sigortaları takip edilip kişiselleştirilebiliyor. Bu esnada müşterilerden bilgi almak için sigorta şirketleri, riski en aza indirgeyen davranışları ödüllendirebiliyor.

3.Yatırım

Yatırım bankaları da, sigorta şirketleri tarafından toplanan verilerden faydalanabiliyor. Örneğin, gecikmiş gönderilerden veya yeni varlık sigortalarından hisselerin seviyelerini ve gelirlerini tahmin edebiliyor ve belli bir bölgeye yapılan birden fazla çalışan seyahat sigortasından olası şirket genişlemelerini öngörebiliyorlar.

Görüldüğü gibi, Fin-ternet of Things, finansal kuruluşlar için bir realite haline geliyor. Sektör, proaktif olarak IoT teknolojilerini kullanıyor ve yol haritalarına bunu ekliyor. Nitekim IDC Financial Insights, küresel ölçekte finansal kurumlar tarafından yapılan toplam Bilgi Teknolojileri harcamalarının 2019’a kadar 310 milyar doları aşacağını öngörüyor ve bu da bize gelecekte daha fazla kullanım vakası görebileceğimizi kanıtlıyor.